7 Şubat 2008 Perşembe

Forum

Forumuzu Açıldı Forumumuza Bu Siteden Ulaşabilirsiniz

http://pegaibiga.forumup.com/

6 Şubat 2008 Çarşamba

Filmler

Not: Sitemizde Olan Hiç Bir İçerik Sitemize Yüklü Değildir Diğer Sitlerden Alınmıştır.

Kutsal Damacana(Sinema Çekim)


Çılgın Dersane


Hitman


Daltonlar


Fare Şehri


Hızlı ve Öfkeli Tokyo Yarışı


Cehennem Silahı 2


Cehennem Silahı 3


Hayalet Sürücü


Hannibal Doğuyor


Geleceğe Dönüş 1


Geleceğe Dönüş 2


Geleceğe Dönüş 3

Komik Videolar

Beyaz Show - Şahan Beyazla Dalga Geçiyor


Beyaz Show - Recep İvedik

Bigadan Resimler

























Müzik Klipleri Karışık

Grup 84 - Ölürüm Hasretinle


Murat Boz - Püf


4 Yüz - Kız Kıza


İsmail YK - Şekerim


İsmail YK - Bomba Bomba 90 60 90

Biga'dan Yarışmalara Katılım (Popstar Alaturka Biga'lı Belgin)

Popstar Belgin İlk Hafta (3. Oldu)


Popstar Belgin 2.Hafta(5. Oldu)


Popstar Belgin 3.Hafta(4.Oldu)

Biga'dan Videolar (Her Türlü....)

Biga Tanıtım Videosu




Biga Dergah



Biga Dergah - 2



İsmail YK - Allah Belanı Versin(Tabi Biga Komedi Versiyon)



Polat Alemdar - Cerrah Paşalı Halit Kapışması (Tabi Biag Komedi Versiyon)



Çarşı Grubu Halay ( Tabi Biga Komedi Versiyon)



Kill Bill Değşeti Biga'da (Tabi Biga Komedi Versiyon)



Değişik Acayiplik (Tabi Biga Komedi Versiyon)



Okulda Değşet :D(Tabi Biga Komedi Versiyon)



Biga'daki Trambolinde Takla Rekoru Kırıldı İşte Olay Video :D

Biga'nın Kuruluşu Ve Tarihsel Süreci

Arkeolog Selahattin Kandemir Truva Harabeleri adlı eserinde XII. Yüzyılda yaşamış Bizans tarihçisi Anna Komnenos'a dayanarak Biga'nın Truva Kralı An Comenen tarafından İ.Ö. 2000-1900 yıllan arasında bir koloni kenti olarak kurulduğunu yazmaktadır.Bu antik kentin şimdiki Çiçeklidede mezarlığının 1 km. kadar güneybatısında kalan Öğlenkavakları denilen yerde kurulduğu sanılmaktadır. Oğlenkavakları denilen yerde eski temel kalıntılarına bolca rastlandığı gibi burada birkaç tane de kaynak vardır. Bu yörede su kaynaklarının bulunması ve bunlardan yakında zamana kadar faydalanılması, antik Pega kentinin bu yörede kurulmuş olabileceği ihtimalini kuvvetlendiriyor. Antik kent ile ilgili, bugüne kadar arkeolojik bir kazı yapılmamıştır.Bilge Umar, Herodotos'a dayanarak Biga yarımadasında yöresinin yerli halkının Gergithes (Gergis)ler olduğunu kaydeder. Yöre İ.Ö. XII-XI yüzyıllarda Balkanlardan gelen Firig'lerin eline ( 19) ve XI-X yüzyıllarda yine Balkanlardan gelen Misyalıların eline geçmiştir. İ.Ö. I. bin yılda Mysia (Balıkesir çevresinin kuzey kısımlarına ve Biga Yarımadasının tümüne Phrygia (Hellespontos Phrygria'sı) denildiğini biliyoruz. Yine Bilge Umar. İ.Ö. 1. bin yılın ilk çeyreğinde Marmara Denizi'nin güney ve doğu kıyılarına Anadolu’nun yerli halklarından Bebrykler'in tanrısı Priapos'un (Bereket Tanrısı) hakim olduğunu İ.Ö. 1000-700 yılları arasında Anadolu'nun Ege kıyılarının ve Biga Yarımadası'nın Hellenleştiğini kaydeder.Biga yöresine İ.Ö. 850-650 yıllan arasında Balkanlardan Dorlar'ın önünden kaçan ve önce İzmir, Aydın topraklarının bir bölümüne yerleşen ve daha sonra da kuzeye doğru Marmara ve Karadeniz kıyılarına kadar yayılan İonlar (İyonlar) egemen olmuşlardır.İ.Ö. 560-546 yıllan arasında Lidya Kralı bulunan Krezus zamanında Biga ve çevresi Lidya krallığının yönetimine girmiştir. Lidya Kralı Krezus’u Pers Kralı Kiros'un İ.Ö. 546 yılında yenilgiye uğratmasıyla da Lidya Krallığı'na ait topraklar, bu arada Biga yöresi de İ.Ö. 546-334 tarihleri arasında Persler'in yönetimine girmiştir.Biga; İ.Ö. 334 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender ile Pers Kralı Dareios arasında yapılan Granikos savaşını Büyük İskender'in kazanması üzerine Makedonya İmparatorluğu’na bağlanmıştır. Dünya tarihinde önemli bir yere sahip olan bu savaş. Kocabaş Çayı (Biga Çayı) kıyısında Biga yakınında Çınarköprü köyünün kuzeyinde olmuştur. Granikos Savaşı Arrianos'un "İskender'in Anabasisi" adlı eserinde en ince ayrıntısına kadar anlatılmıştır.Büyük İskender'in İ.Ö. 323 yılında genç yaşta ölümü üzerine kurduğu imparatorluk komutanları arasında paylaşılmıştır. Bu parçalanmadan meydana çıkan Trakya Kralı Lysimachos İ.Ö. 302 yılında Biga yöresini kendisine bağlamışsa da. İ.Ö. 241 yılında Biga, Bergama Krallığı'na bağlanmıştır.İ.Ö. 133 yılında ölen Bergama Kralı III. Attolos topraklarını Roma'ya bırakmış, dolayısıyla da Biga yöresine de Romalılar egemen olmuşlardır.İ.Ö. 73 yılında Biga yöresine kısa bir süre Pontos Kralı VII. Mithiridates egemen olmuşsa da, Romalı Komutan Lukullus'un İ.Ö. 73 yılında Granikos Çayı kenarında yaptığı savaşta VII. Mithiridates'i yenmesi üzerine yöre tekrar Roma egemenliğine girmiştir. Roma İmparatorluğunun 395 yılında ikiye bölünmesi üzerine Biga yöresi Bizans İmparatorluğunun sınırları içinde kalmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti Hakanı Süleymanşah zamanında yörenin bir kısmına kısa bir süre Selçuklular egemen olmuşlarsa da, yöre daha sonra yine Bizans'ın eline geçmiştir.13 Nisan 1204 tarihinde Bizans'ın başkenti İstanbul'un Latinlerce fethedilmesinden sonra Biga yöresi de Latinler'in eline geçti. 1205 tarihinde patlak veren isyan sonucunda. Latinler tam 1 yıl sonra Anadolu topraklarından çıkarıldılar. Sadece Biga (Pega) şehri ellerinde kaldı. Daha sonra Bizans, Latinler'i buradan çıkarmış ve yöreye tekrar hakim olmuştur. Osmanlı Beylikler zamanında. Karesi Beyliği Biga yöresinin bir kısmına egemen olmuştur. Osmanlı Devleti'nin kurucusu ve ilk padişahı Osman Bey, Marmara Denizinin güneyinde pek çok yer ele geçirmiş, sadece Erdek, Biga ve Ulubad dolaylarıyla denize yakın küçük bir saha Bizans'ın elinde kalmıştır. Bu sırada Edremit'te bulunan Bizans İmparatoru Mihael, kendisini güvenli hissetmediğinden askerleriyle Erdek'e. buradan da denize yakın küçük bir şehir olan Biga'ya çekilmiştir.Biga'da bir süre önce, 8 Ağustos 1302'de büyük bir yer sarsıntısı olmuştu.XIV. yüzyılda iyice güçten düşen Bizans İmparatorluğu Türkler'e karşı Avrupa'dan paralı askerler getirtmiştir. Eylül 1302'de Roger de Flor'un komutasında. çoğu İspanya'nın Katalanya eyaletinden geldikleri için kendilerine Katalanlar denen askerlerden oluşan yaklaşık 8.000 kişilik bir müttefik filosunun geldiğini görüyoruz. İmparator Roger'a Büyük Düka ünvanını vererek, Anadolu topraklarını Türklere karşı savunmasını istedi. Roger, Anadolu'ya girdiğinde şehirleri yağmaladığı ve verdiği sözü tutmadığı için, İmparator Mihael, kendisini ziyaret etmek için Biga'ya gelen Roger'ı kabul etmedi. Roger, imparatordan 11.000 akçe aldığında doğuya 3.000 askeriyle girmeyi ve öbürlerini terhis etmeyi vaad ettiği halde, bunları Erdek, Biga ve Ulubad'a göndererek ücretlerini almadıkları bahanesiyle Katalanlar'ı yanında alıkoydu. Roger'in ölümünden sonra Katalanlar Biga yöresine yerleştirildiler. Bunlar bulundukları yerde rahat durmayarak çevrelerini rahatsız etmeye başladılar ve Biga yöresine hakim oldular. Turkopollar (Hıristiyanlaşmış Türkler) ile birleşerek Bizans'a karşı bir ittifak oluşturdular. Bizans İmparatoru Arıdranikos, bu ittifakı bozmak için Turkopollar'ın Reisi Melik İshak'a, Sultan İzzeddin'in oğullarından Mesud'un kızıyla evlendirip, değerli hediyeler vermeyi vaad etti. Tarihçi Hammer'e göre, Biga Hükümeti'ni de vaad etmiştir. Melik İshak'ın bu teklifi kabul etmesi üzerine Melik İshak Mesud'un kızıyla evlendirilerek Biga'ya gönderildi ve ona bu şehrin valiliği verildi. Orhan Bey'in ağabeyi Sultan Alaaddin'in beylerinden Bayboğa'nın Biga'yı alması üzerine burası bir süre Alaaddin'in ikametgahı olmuştur.Hammer tarthirıe göre, Orhan Bey'in oğlu Şehzade Süleyman 1354'te Anadolu'dan Rumeli’ye geçişte, geçiş yeri olarak Biga'nın Kemer köyündeki iskeleyi kullanmış ve Çimpe Kalesi fetholunmuştur.1355 tarihinde Trakya'da (?) hemen hemen bütün şehirlere önemli hasarlar veren büyük bir deprem olmuş, Süleyman Paşa'nın Gelibolu önünde bırakmış olduğu kuvvetler surların yıkılan kısımlarından girerek şehri zaptetmişlerdir. Süleyman Paşa bu sırada Çanakkale Boğazı'nın beri yanında Biga (Pega) şehrinde bulunuyordu.Daha önce de bahsettiğim üzere, Biga, Orhan Bey zamanında Osmanlı topraklarına katılmıştı. ( 1344 yıllan sonrası) Ancak üzerinde fazla durulmadığından, daha sonra yine Katalarılar'ın eline geçmiştir.Papa V. Urben'in teşviki ile düzenlenen Haçlı Seferi üzerine, Sırp Sındığı Savaşı'ndan önce Rumeli Beylerbeyi Lala şahin Paşa, büyük bir düşman ordusunun yaklaşmakta olduğunu Bursa'da bulunan I. Murat'a bildirerek yardım istemiştir. Bunun üzerine I. Murat büyük bir kuvvetle yola çıkmış, ancak Rumeli'ye geçmeden önce Biga'nın alınması gerektiğine karar vermiştir. şehir karadan ve denizden kuşatılarak fethedilmiştir.Osmanlı dönemi tarihçilerinin bugüne kadar bahsettikleri Biga; şimdiki Biga'mızın deniz iskelesi olan Karabiga Kalesi'dir. Buranın fethinden, Biga'nın fethi diye bahsederler. Çünkü o dönemlerde bu kaleye hakim olabilen, Biga civarına da hakim olabilmekteydi. Şimdiki Biga'mız ve civarı fethi Orhan Gazi'nin 1344'te Gönen'i fethetmesinden sonradır. Karabiga Kalesi'nin fethi ise 20-21 yıl gecikme ile olmuştur. Çünkü Biga diyarındaki bu son fethedilemeyen Karabiga Kalesi İspanyol sömürgeci korsan eşkıyaları olan Katalanlar'ın elindeydi ve burayı deniz ticaret merkezi olarak kullanmaktan ziyade, askeri üs ve barınma kalesi olarak kullanmaktaydılar.Gelibolu Kalesi'nin fethi bile. Biga Kalesi fethinden 5 yıl evvel, 1360 yılında Süleyman Paşa kumandasında gerçekleşti. Gelibolu Kalesi'nin 5 yıl erken fethedilmesi. Gelibolu'daki büyük deprem neticesi kale duvarlarının dahi çöküp yıkılması, kolera gibi salgın hastalık sebebiyle, o sırada Biga'da bulunan Süleyman Paşa'nın karşıya tekrar geçişi ile erken olmuştur. O dönem ki, Osmanlı'nın son sınırı karşıya geçiş yerleri olan Kemer, Güreci ve Çardak'a kadar kullanılmaktaydı.Biga Kalesi'nin fethi sırasında, Osmanlı Devleti'ne karşı ilk toplanan 100.000 kişi Haçlı ordusunun 10.000 kişilik öncü askeri ile Murat Gazi'nin öncülerinden Hacı İl Bey, Sırplerı Sındırdığımız yer ismi konulan Sırp Sındığı denilen, Meriç Nehri kenarında gece dört koldan davullarla gürültü ederek yaptığı baskında, kendilerini kendilerine. kalanları da kılıçtan geçirerek kaçırdı. Bu zafer, Osmanlı'ya karşı Haçlı bozgun zaferini Murat Gazi, Biga Kalesi'nin fethini yaparken aldı. Ve bu iki ganimet ile ilk camilerimizi temelden sona kadar ve hastane imaretler gibi faydalı şeyler yaptırıldı.Tarihçiler, Biga'nın fethedilmesi tarihinde değişik tarihler kaydederler. Mehmet Neşri, Namık Kemal. Ahmet Cevdet Paşa fethin 1364-1365 tarihinde olduğunu kaydederler. Aşık Paşaoğlu tarihi, fethin tarihini daha açık bir şekilde vererek, fethin 28 Eylül 1364-17 Eylül 1365 tarihleri arasında olduğunu belirtir. Tarihçi Nişancı Mehmet Paşa. fethin 1362'de Gelibolu’nun fethinden dönerken gerçekleştiğini. Hammer, 1363 tarihinde fethedildiğini kaydeder. Osmanlı Tarihçisi Hoca Saadettin Efendi de, Tacü’t Tevarih adlı eserinde Biga’nın Gelibolu'nun fethinden dönerken alındığını yazar. 1990 Eylül ayı, Biga'nın Türkler tarafından fethinin 625. yıldönümüdür.Biga Türkiye sınırlarına katıldığında. Osmanlı Devleti'nde mülki yönetim bölümleri Liva (Sancak ve Kaza (İlçe) olarak iki kısımdan oluşuyordu. Biga, Kanuni Süleyman dönemine kadar kaza olarak yönetildi. Kanuni Sultan Süleyman döneminde ülke eyaletlere ve sancaklara ayrılınca Biga Sancak'a dönüştürülmüş ve Biga Sancak'ı adıyla. merkezi Gelibolu'da olan Cezayir-i Bahr-i Sefid (Akdeniz Adaları) eyaletine bağlanmıştır. O dönemde Biga Sancak’ı bugünkü Çanakkale ilinin Anadolu'da kalan topraklarını kapsıyordu, hatta Balıkesir ili topraklarını da içine alıyordu.Biga Sancak'ın Cezayir-i Bahr-i Sefid (Gelibolu) eyaletine bağlılığı XIX. yüzyıl ortalarına kadar sürmüştür. 1867'de Çanakkale (Kale-i Sultaniye), Cezayir-i Bahr-i Sefid ilinin merkezi yapılınca, Biga, bu defa kazaya dönüşmüştür. 1877 yılında Cezayır-i Bahr-i Sefid ilinin merkezi Rodos'a taşınmış, şimdiki Çanakkale ilinin Anadolu yakasındaki toprakları Biga Sancak'ı adıyla hükümet merkezi olan İstanbul'a bağlanmıştır.1881'de Biga Sancak'ı ile Karasi Sancak'ı birleştirilmiş ve Karesi ili adıyla yeni bir il kurulmuştur. Bu bağlılık 1888 yılına kadar sürmüştür. Bu tarihten sonra Biga Sancak'ı buradan ayrılarak tekrar bağımsız Biga Sancak'ı adıyla İstanbul'a bağlanmıştır.I. Dünya Savaşı'nın ikinci yılında sancak merkezi Çanakkale'den, güvenlik açısından tekrar Biga'ya taşınmıştır. Biga savaş yıllarında Çanakkale Savaşları'nda yaralanan gazilerimizi sinesinde barındıran bir hastane kenti olmuştur. Savaşın sonuna doğru Biga Sancak'ının merkezi tekrar Çanakkale'ye taşınmıştır.Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 20 Ocak 1921 tarihinde kabul ettiği 85 numaralı Anayasa Kanunu gereğince, ülke mülki yönetim bakımından illere. iller ilçelere, ilçeler bucaklara bölünmüş, Biga bu tarihten itibaren ilçe durumuna getirilmiştir.SONUÇ:Biga, insanoğlunun üzerinde medeniyetler kurduğu yerleşim yeri olarak günümüze kadar gelmiştir. Ne yazık ki bugün eski önemini kaybetmiş, her köşesi bir uygarlığa hizmet etmiş Anadolu'nun içinde tarihçilerin gözünden kaçmıştır. Bu sebeple Biga'nın tarihi hakkındaki gereken araştırnıalar yapılmamıştır.
Biga özellikle milli mücadele döneminde hareketli günler yaşamış, bu mücadeleye tesir eden olaylara ve kişilere tanıklık etmiştir. Milli mücadele tüm Türkiye'yi kapsadığı için Biga'da cereyan eden olaylar ve kişiler gereken titizlikle incelemeye tabi tutulmamışlardır. Bu sebeple bu konu üzerinde yoğun bir çalışmaya girişildi. Fakat bu Biga tarihinin bir kısmını oluşturmaktadır. Bu sebeple bu araştırma bir başlangıç olup özellikle Biga'nın tarih sahnesine çıkışından bugüne kadar ki geçirdiği safhalar özellikle milli mücadele tarihi kadar Osmanlı Devletinin kuruluş döneminde Biga yarımadası ve Boğazların tarihçesi de başlı başına bir araştırma konusudur

Biga Adının Anlamı

Biga sözcüğünün Yunanca'da kaynak ve pınar anlamına gelen Pega sözcüğünden Biga'ya dönüştüğü kuvvetli bir ihtimaldir. Pega sözcüğünden Pegasos türemiştir. Pegasos eski Yunan'da ve çok Tanrılı dönemlerde insanlarca varlığı kabul edilen efsanevi kanatlı attır. Pegasos sanatçıların hayal gücünü simgeler ve ozanlarca ilham perisi sayılırdı.Evliya Çelebi'ye göre : Biga'nın ilk fatihi Sultan Alaaddin'in beylerinden Bayboğa olduğu için Biga'nın tarihteki adı değiştirilerek Boğa şehri denilmeye başlanmıştır.Eski Milli Eğitim ve Gençlik Spor Bakanlarından Hasan Ali YÜCEL, Türkiye'de Orta Öğretim adlı kitabında Biga'dan bahsederken Biga'ya XIX. yüzyıl başlarında Boğa dendiğini, bunun yörenin boğalarıyla ün kazanmış olmasından kaynaklandığını belirtmektedir. Kocabaş Çayı dar bir boğazı andırdığı için Biga boğaz şehri olarak da anılırdı.

Biga'nın Coğrafi Konumu

Biga, Türkiye'nin kuzey batısında, Marmara Bölgesinin Güney Marmara Bölümünde, kendi adıyla anılan yarımadanın da kuzeydoğusunda bulunan Çanakkale'nin hızla gelişen büyük ilçelerinden biridir. İlçenin doğusunda Balıkesir iline bağlı Gönen ilçesi, batısında Çanakkale iline bağlı Lapseki ilçesi, güneyinde yine aynı ile bağlı Çan ve Yenice ilçeleri, kuzeyinde ise Marmara Denizi yer alır.Biga ilçe merkezi kıyıdan 24 km. içeride Kocabaş çayının Çanderesi adlı kolu üzerinde, Balıkkaya Tepesi'nin eteğinde kurulmuştur. İlçeye Bakacak, Balıklıçeşme, Gümüşçay, Karabiga, Gündoğdu, Sinekçi bucaklarıyla 106 köy bağlıdır.İlçenin genel yüzölçümü 1331 kilometrekaredir. İlçe topraklarının kuzey bölümü düzlük güney bölümü tepeliktir. İlçe merkezinin denizden yüksekliği 50 metredir. Bu yükseklik Balıkkaya Tepesinde 196 metreyi bulur.İlçenin en batısında 26 derece, 53 dakika, 15 saniyelik doğu boylamı, en doğusundan 27 derece, 31 dakikalık doğu boylamı, en güneyinden 40 derece, 05 dakika, 30 saniyelik kuzey eylemi, en kuzeyinde ise 40 derece, 28 dakika, 30 saniyelik kuzey enlemi geçmektedir. İlçe merkezi 27 derece, 15 dakika doğu boylamı ile 40 derece, 13 dakika kuzey enleminin kesiştiği yerdedir.İlçede yerleşmeler çoğunlukla tepelerin yamaçlarında kurulmuştur. İlçede ve yörede yerli halktan başka Kafkasya'dan ve Balkanlardan gelmiş göçmenler de yer alır. İlçe nüfusunun çoğunluğunu Balkan göçmenleri oluşturur.

Biga'nın Tarihi

BİGA 12. yüzyılda Menbaalar adı ile anılan Biga ilçesinin tarihi oldukça eskilere dayanmaktadır. Antik Çağ'da Biga İlçesinin sınırları içerisinde eski Pegea kenti vardı. Biga adı bu kentten kaynaklanır. Anna Komnenos'un XII. Yüzyılda Pigas (Menbaalar) adıyla andığı kent, Pegae'nin yerinde kuruluydu. İlçenin sınırları içerisinde kalan önemli bir başka antik kent ise Parion (Kemer) idi. Parion, Misya'nın Hellespontus kıyısında Miletos'un bir koloni kentiydi; güneydoğuda Lapsakos (Lapseki) ile batıdaki Priapos (Karabiga) arasında yer almaktaydı. Biga'yı M.Ö. 334'de Büyük iskender Makedonya krallığı'na kattı. Daha sonra ilçe uzun süre Bizansızlar'ın yönetiminde kaldı. 1364 tarihinde I. Murad'ın komutanlarından Lala Şahin Paşa tarafından Osmanlı Devletine bağlanan kent, bu tarihten sonra Biga adını almıştır. Timurtaş Paşa'nın oğlu Gazi Umur bey tarafından ilçede cami, medrese ve şadırvanlar yaptırılmış ve döneminde oldukça mamur bir hale getirilmiştir. Bugün, bu şirin ilçemizde Gelibolu'lu Tahsin kalfa'nın 1911 yılında yaptığı ibadet mekanı tek, son cemaat mahalli üç kubbeli olan Çarşı camii ve caminin tam karşısında bulunan, gene 1911 yıllarında yapımı tamamlanan, şadırvanı mermerden, 12 Kubbeli Büyük Şadırvan görülmeye değer eserlerdendir. Ilıcabaşı kaplıcaları ve Parion (Kemerd), Priapos (Karabiga kalesi) gibi antik yerleşim merkezleri ile ilimizin önemli turistik bölgelerinden birisi ola Biga, çalışkan ve azimli insanları sayesinde ülkemizin ekonomisine hakim olabilecek noktada atılımlar göstermektedir